Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Sedat Önal, Türkiye’de meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından ilk elden çok taraflılığın afete müdahale ve insani yardım açısından öneminin tekrar görüldüğünü belirtti.
Büyükelçi Önal, BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya’nın başkanlığında çok taraflılık ve BM Şartı’nın uluslararası hukuk uyarınca korunmasına ilişkin oturumda konuştu.
Önal, bölgesel krizlerin sürdüğünü, Ukrayna’da savaşın ikinci yılına girdiğini, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin ve tedarik zincirlerindeki aksamaların küresel düzeyde hissedildiğini ifade etti.
Büyükelçi Önal, terör, uyuşturucu kaçakçılığı ve yasa dışı göç gibi sınır aşan tehditlerin ise önemli sorun teşkil etmeye devam ettiğinin altını çizdi.
Ekonomik bağımlılığın barış ve istikrarı her zaman beraberinde getirmediğine dikkati çeken Önal, küreselleşmeye dair “hayal kırıklığının” ise çok taraflılık üzerinde olumsuz etki yarattığını söyledi.
Önal, “Ancak küresel sınamaların birbirine bağlı doğası, daha güçlü uluslararası angajman ve iş birliği gereksinimini artırıyor. Çok taraflılık bir seçenek değil gereklilik haline geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Hiçbir ülkenin söz konusu sınır aşan ve birbiriyle bağlantı tehditlerle tek başına etkili bir şekilde baş etmesinin mümkün olmadığına işaret eden Büyükelçi Önal, “İzolasyon ya da tek taraflılık geçmişe ait kavramlar ve 21. yüzyılın sınamalarıyla mücadeleye uygulanamazlar. Çok taraflılık, bazı karşı görüşlere rağmen, egemenliği tehdit etmiyor, birbirine bağımlı bir dünyada ulusal çıkarları etkili bir şekilde korumaya yardımcı oluyor.” diye konuştu.
Önal, çok taraflılığın insanlığın ortak menfaati için olumlu sonuçlar doğurduğunu belirterek, Karadeniz Tahıl Girişimi, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ve Paris İklim Anlaşması gibi örnekleri sıraladı.
“DEPREMLERİN ARDINDAN ÇOK TARAFLILIĞIN ETKİSİNİ İLK ELDEN GÖRDÜK”
Büyükelçi Önal sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Türkiye’de meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından ilk elden uluslararası iş birliği yoluyla çok taraflılığın afete müdahale ve insani yardım konusundaki etkisini görmüş olduk.Bu nedenle yapılması gereken yapıcı angajman ve yaratıcı diplomasiyle çatışmaların barışçıl çözümünü öncelikli kılmak.”
Çok taraflılığın başarısının temel kuruluşların etkinliğine bağlı olduğuna dikkati çeken Önal, halihazırdaki çok taraflı kuruluşların “mükemmellikten uzak” olduğunu kaydetti.
Önal, BM’nin çok taraflılığın “somut örneği” olduğunu ancak küresel barış ve güvenlik konularında en çok ihtiyaç duyulan dönemlerde zaman zaman “felç olduğunu” dile getirdi.
BM’nin daha demokratik, şeffaf, kapsayıcı ve temsili nitelik taşıması gerektiğinin önemine işaret eden Önal, BM Şartı hükümlerine, başta Güvenlik Konsey daimi üyeleri olmak üzere tüm üye ülkelerin uyması gerektiğini belirtti.
Büyükelçi Önal, gerçek çok taraflılık uyarınca tüm üye ülkelere, gücü ve boyutuna bakılmaksızın, görüşlerini ve beklentilerini dile getirmeleri için eşit fırsat tanınması gerektiğini vurguladı.
BM Genel Kurulu’nun bu nedenle BM’nin en demokratik ve temsili organı olduğuna işaret eden Önal, Genel Kurul’un canlandırılması için yürütülen süreci desteklediklerini aktardı.
“ERMENİ DELEGASYONUNUN ASILSIZ İDDİALARINI KATEGORİK OLARAK REDDEDİYORUM”
Büyükelçi Önal, 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlayan Ermeni delegasyonuna ise şu şekilde cevap verdi:
“Ermeni delegasyonunun asılsız iddialarını kategorik olarak reddediyorum. 1915 olaylarıyla ilgili herkese tarihten düşmanlık çıkartmak yerine Türkiye’nin Ortak Tarih Komisyonu önerisi ile bölgesel barış ve işbirliği girişimlerini dikkate almaları yönünde çağrıda bulunuyorum.”
Yorumlar kapalı.